Uzakyakın Kılavuzu

1. Zaman Algısı Üzerine

Kılavuza anlamsız bir soruyla başlıyorum: “Bir yolculuk ne zaman başlar?”

Nedense aylardır bu soru aklıma takılıyor. Ne zaman bir şeyler yazmaya kalkışsam, zihnim tam da buraya saplanıp kalıyor. Fakat madem yazmak istiyorum, kaçışım yok. Soruyorum kendime: “Bu yolculuk ne zaman başladı?”

Cevabı arayan zihnim geçmişe doğru doğrusal bir yolculuğa çıkıyor. Yoga yapmaya başladığımda mı, yoksa son işimden istifa ettiğimde mi başladım bu yola? Amansız aşk acılarımın diplerinde miydi başlangıç? Okuduğum kitaplardan bir tanesi miydi tetikleyici, ya da tek bir cümle mi sarstı beni? Bir film ya da bir şarkı mı? Askeri okullarda geçen izole ve steril günlerde mi bir şey oldu bana yoksa ebeveynlerim boşandığında mı?

Ne zaman başlangıcı bulduğumu düşünsem, biraz daha geçmişte başka bir olayı anımsıyorum, aralarında sebep-sonuç ilişkisi var gibi görünüyor. Hemen sonra daha geçmişte bir başka olay ve yine, başka bir olay... Birbirinden ayrılamayan halkalar... Doğduğum ana ulaşana dek hayatım akıyor zihnimden. O halde bu yolculuk ben doğduğumda başlamış olmalı… mı? Ah, bir adım daha geride, anne ve babamın -umuyorum ki aşkla- birleşmeleri ne peki? Ve daha da geride hikâye çatallanıyor; bir yanda annemin, bir yanda babamın hikâyesi. Ya onca insan, bir şekilde yolculuğuma dahil olan, yollarımızın kesiştiği, ya onların hikâyeleri? Nefessiz kalana dek düşünüyorum.

Bu bir Zaman Ağacı ve zihnim bununla baş edemez.

Varabildiğim sonuç şu: “Bir yolculuk, ‘başlamaz’ (ve dolaysıyla ‘bitemez’ de).” Yolculuk sadece vardır, oradadır, zamandan bağımsız –belki bu yüzden de tinseldir (A-ha, geldik mi şimdi Tao’ya).

Burada okuyacaklarınız bazan geçmişten, bazan gelecekten, Zaman’ın şurasından veya burasından, bazan da yaşanmakta olan an(ı)lardan oluşan zamansız bir hikâyedir. Bunları bir Zaman Dizisine oturtmaya çalışmak, beyhude bir çabadır.


2. Müzik ve Zaman İlişkisi Üzerine

İyi haber; zamanda yolculuk yapmak mümkün. Kötü haber; bu, hâlâ, sadece bireysel olarak yapılabiliyor.

Kimi hikâyelerin fonlarında müzikler olduğunu göreceksiniz. Bunlar zaman zaman hikâye akışını desteklesin diye paylaşılmış olabilir. Fakat bazan, bunlar benim zamanda yolculuğumu kolaylaştıran araçlar olarak paylaşılmış da olabilir. Unutulmaması gereken; Müzik, Zamanda yolculuk yapmaya yarayan en kuvvetli araçlardan bir tanesidir.

3. Hayaller ve Beklentiler Üzerine

Eğer kendimi tanımlamak için yedi tane sıfat seçecek olsam, bunlardan bir tanesi Hayalci olurdu.

Hayaller, benim, hareket gücüm. Eğer Hayal gücü olmasaydı bu dünya tatsız, zevksiz, kupkuru olurdu ve ben çoktan ölmüş olurdum.

Kitabî konuşursam, Beklentilerin hayatımızdaki tüm mutsuzluğun temel sebebi olduğunu söyleyebilirim, fakat bu görgüsüzlüğü yapmayacak kadar toy ve Hayalciyim.

Hayaller ve Beklentiler, eğer yeterince gençseniz, kaçınılmazdır.

4. Arayış ve Buluş Üzerine

Arayış, hareketin bir veçhesidir.

Arayış, bir paradokstur. Çünkü Arayan, bulamaz. Bulunması gereken şey sabittir ve Arayan hareket eder. Bu nedenle asla bu-lu-şa-maz-lar.

Arayan, kördür.

Aranan şey ancak arama eylemi bittiğinde bulunabilir.

Arayış, Arayış’ın sona ermesi için ‘tüketilmeli’dir. Ve ancak Arayış tükendiğinde Buluş gerçekleşebilir.

Ateş sönmelidir (Bkz. Ateş’lik ve Elementlerle İlişkilerim Üzerine).

5. Yönler ve Pusula Üzerine

türk dil kurumuna göre Yön’ün tanımı şöyle: “Bir yere gitmek için izlenen yol, cihet, istikamet. Tutulacak, izlenecek yol.”

Fakat bir yere gitmek için ille de bir Yön’e ihtiyaç yoktur. Yön’süz de bir yerlere gidilebilir.

Bilinen dört temel Yön vardır: Kuzey, Güney, Batı ve Doğu. Fakat bunların dışında da Yönler olduğunu söylemek mümkün. Yönler konusuna ileride yeniden değinebiliriz.

İnsanlar Yönlerini tayin etmek için Pusula denen bir aracı kullanıyorlar.

Benim bir Pusulam var (sevdiğim bir kadın hediye etmişti) ve eskiden Kuzey’i göstermek konusunda pek maharetliydi. Son zamanlarda bir şeyler değişmiş olmalı ki, şimdi Pusula’yı ne yana döndürürsem döndüreyim sadece ‘beni’ gösteriyor.

6. Uzaklık ve Yakınlık (Mesafeler) Üzerine

Her şey bir yana, uzaklık ve yakınlık ‘görelidir’. Yüzlerce kilometre uzaklıktaki bir canlı, bir olay ya da bir kültür (ya da sadece bir kavram) yakın olabilirken, yanı başınızdaki herhangi bir şey uzak olabilir.

Mesafeler -su götürmez bir şekilde- deterministik olarak ele alınamaz.

Birçok örnek vermek mümkün; mesela dünyaya en ‘yakın’ galaksi Andromeda yaklaşık 2 milyon ışık yılı ‘uzak’lıktayken, şah damarımızdan daha ‘yakın’ olan Tanrı’ya çok ‘uzak’ hayatlar yaşıyoruz. Ölüm her an ensemizdeyken (yakın), sanki hiç ölmeyecekmiş gibi davranıyoruz (uzak).

Uzaklık ve yakınlık benim için neden önemli? Cevabı pek sevdiğim bir kitaptan alıntı yaparak vermek istiyorum:

“Fantazya’nın yollarını,” dedi Graógramán, “yalnızca dileklerinle bulabilirsin. Ve ancak bir dilekten ötekine gidebilirsin. Dilemediğin şey senin için erişilmezdir. ‘Yakın’ ve ‘uzak’ sözcükleri bu anlama gelir burada. Hem yalnızca bir yerden gitmeyi istemek de yetmez. Bir başkasına ulaşmayı amaçlaman gerekir. Kendini isteklerinin kılavuzluğuna bırakmalısın.” (Bitmeyecek Öykü, Michael Ende, sayfa 274)

Kitaplardan bahsetmişken, bu noktada Oruç Aruoba’nın Uzak ve Yakın isimli kitaplarına değinmeden geçemeyiz. Birbirini bütünleyen bu iki kitap, ikişer kılavuzdan oluşmaktadır. Bunlar;

Uzak - a) Tavşan Besleyene Kılavuz, b) Özlem Çekene Kılavuz
Yakın -a) Ateş Yakana Kılavuz, b) Kut Arayana Kılavuz

Aruoba’nın kılavuzlarından yola çıkarak bir sınıflama yapmak gerekirse ben, hem Özlem Çeken’im (Uzak) hem de Ateş Yakan’ım (Yakın). (Bkz. Ateş’lik ve Elementlerle ilişkilerim üzerine)

Sonuç olarak buralarda okuyacağınız hikâyeler, size çoğunlukla burnunuzun hemen dibinde ve Uzak, bazan de Andromeda Galaksisi’nde ve Yakın olacak.

Zaten burada yazılanların Amaç’larından bir tanesi (Bkz. Amaç üzerine), bize Uzak görünen Hayallerin aslında o kadar da Uzak olmadığını göstermektir.

7. Bulutlar, Kuşlar ve Ağaçlar Üzerine

Eğer bu hikâyelerin birinde bile Bulutlardan, Kuşlardan ya da Ağaçlardan söz edilmeyecekse, öleyim daha iyi.

8. Kaplan, Fil ve Kaplumbağa Üzerine

Kaplumbağa evini sırtında taşır, filler sempatik ve sevimlidir. Oysa her ikisi de bilgedir.

İşte bu tuhaf fabl’daki kaplan ben oluyorum.

9. Mekân Üzerine

Mekân yaşar. Mekânlar’ın Ruh’u vardır ve üç boyuttan daha fazla boyuta sahiptirler.

10. Aşk Üzerine

Aşk üzerine söylenecek çok söz var ve aynı şekilde, Aşk üzerine yazılacak hiçbir şey yok.

Kısacası, Aşk üzerine yaşanacak çok şey var (Bkz. Arayış ve Buluş Üzerine).

11. Ateş’lik ve Elementlerle İlişkilerim Üzerine

Ben Ateş’im.

Su’ya hayranlık duyar, fakat korkarım. Toprak’a güvenirim, ama sıkılırım. Hava’ya ihtiyacım var, lakin kontrol etmem gerekir. Hepsi beni söndürebilir, ve ben hepsini yakabilirim. Bu nedenle Mesafeler oldukça önemlidir.

Ben Ateş’im ve değişmeyecek niteliklerim var:

Dönüşürüm.
Değişirim.
Hareketim.
Isıtabilir ve fakat yakabilirim.

12. Rüyalar, Masallar ve Mitoslar* Üzerine

Akdeniz’de bir köyün yakınlarda bir tarlam var, üzerinde ufak bir baraka. Karşımda deniz masmavi uzanıyor, denizin bittiği yerde toprak bir köy yolu. Berisinde de tarlalar başlıyor, daha geride dik bir dağ, asıl köy yukarıda, ben ise denizin dibindeyim. İşte böyle bir yere yerleşmişim.  Susuz kalmamak için kuyu yapmam gerektiğini düşünüyorum. Kazmaya başlıyorum. Bir süre sonra çok derine inmem gerektiğini anlıyorum, fakat sonuna kadar kazarsam yukarıya çıkamayacağımı ve orada sonsuza dek kalacağımı anlıyorum ve kaygılanıp bırakıyorum. Yaşlı bir çift var, komşum. Yaşlı amcaya anlatıyorum durumu. Suya ulaşmak için çok derinlere inmem gerekiyormuş, öyle diyor. Barakama dönüyorum. O sırada, eğer suyu çıkarsam bile bunun tuzlu su olacağını, çabamın boşa gideceğini anlıyorum. Ya da bu şekilde kendimi rahatlatıyorum.

Uyandım.

*Rüyalar Masallar ve Mitoslar, Erich Fromm’un bir kitabının adı. Rüyaların yorumlanması konusunda oldukça aydınlatıcı bilgiler içeriyor. Kitabın yeni basımı yok, yine de meraklıysanız bir kenara not edin. Sahaflarda ya da iyice kütüphanelerde rastlaşmak mümkün.

13. Amaç Üzerine

Amaçlar:
  • Alternatif Yaşama Şekillerinin olduğunu anlatmak ve Okyanusa bir damla katkıda bulunmak
  • Ateş’i söndürmek.
  • Amaç’ı yok etmek.
  • Bulmak.
  • Susmak.




(Hamiş: 2020 yılının başlarında bu kılavuza gelen bir ekleme)