Ö. var. Bir de Kartal araba. Sanırım onların evinden bir eşya almaya gidiyorum, o da bana yardım ediyor. Bir başka sahnede Kartal'ı kullanıyorum, yanımda bir kadın var. Bir radyo dinliyorduk ya da bir film izliyorduk. İngilizce konuşmam gerekiyor ama hem araba kullanıp hem İngilizce konuşamıyorum. Bunun epey zor olduğunu fark ediyorum.
(8 Nisan 2020 Çarşamba - Esk.)
Sık tekrar eden rüya yine: C.'yi görüyorum. Bir erkek arkadaşı var. Tanışma ihtimalimiz vardı o kişiyle ve ben bundan hoşnutsuzdum.
Aynı gün ikinci rüya: Uzaydayım, bir oyun gibi. Ben oyunun içindeyim, bir sürü başka insan da var. Uzay araçlarımız var her birimizin, küçük podlar. Aşağı tarafta dev bir uzay gemisi var ve bir süre sonra kullanılmayacak hale gelecek. Birilerinden önce oraya ulaşmalı ve yer kapmalıyım, böylece gidebileceğim. Yüzlerce pod dev uzay gemisinin üzerine iniyoruz. Pod'dan çıkıp geminin içine girmeye çalışıyoruz. Fakat anlıyorum ki geç kaldım.
(12 Nisan 2020 Pazar - Esk.)
Bir drone ile, daha sonra kurgulamak üzere bazı sahneler çekiyorum. Porsuk boyunda, çimenlerde, insanların arasında...
...
Gezegenin kenarındayım ve uzaya bakıyorum. Denizdeyim. B. ve E. de denizdeler. Sonra E. denizden çıkıyor, ben B. ile yüzmeye devam etmek istiyorum, "Kalacak mısın?" diye soruyorum. "Biraz daha kalabilirim," diyor. O sırada giyinmeye başlamıştı, bana cevap verirken yeniden soyunuyor. bir ara çırılçıplak kalıyor ve utanıp mayosunu giyiyor. Açıklara doğru yüzüyoruz. Orada, geriye doğru dönmekte olan K.'yi görüyorum. Fotoğraf makinemi ve eşyalarımı kontrol etmesini istiyorum. Sonra denizden geriye yüzen gürültücü genç bir grup geçiyor yanımızdan. Kaya parçalarının yanında bir yerdeyiz. Manzaramız uzay. Bir ara ışıklı askeri helikopterler geçiyor üzerimizden.
(13 Nisan 2020 Pazartesi - Esk.)
İmgeler: Cumhurbaşkanı, suluboya, geçmişten bir şeyi anlatırken daha mutluydu, dökülmüş yapraklar topladık beraber, beni sevmişti, oldukça sevecen/babacan ama yorgun bir adam. Gece çarşıda yürüyüş yaptık, "Hiç konsere gidiyor musunuz?" diye sordum, "Bir sefer annemi götürebildim yakın zamanda." dedi.
...
Bir süper kahraman rüyası. Süper kahramanlar ölüyor, geriye sanırım sadece Harrison Ford kalmış, hepsini kurtaracak. Bir çeşit speederbike'a biniyor, kullanmayı bilmediği için uzaya doğru yükselip iniyor. İnerken havada uçan araçların yanından geçiyor. Bu araçlardan bazıları T-Rex kafasından yapılmışlar. Hayatta kalmayı başarmış bir kaç süper kahraman ile beraber Kapalıçarşı'ya ya da Kemerlatı'na benzeyen eski bir hanın tepesinde, çatısında bir buluşma oluyor. Örümcek Adam da var aralarında. Düşman yani villain da oraya geliyor, buluşma ifşa olmuş, bunu fark edince tüm ekip dağılıyor.
...
İzmir'in dışında kırsalda bir yerde atölye var. Arkadaşlarımın yaptığı bir atölye bu. Ç. ya da Ç. (hangisi bilmiyorum) birlikte kaldığımız salonun bir kenarında bir kadınla sevişiyor. Bu kadını tanımıyorum. Atölye ekibinin tamamı da burada Ç., Ç., B., C...
Daha önceki rüyalarımda da sık sık gördüğüm ilkokul arkadaşım D.'nin bir anahtarı bende kalmış, onunla buluşup İzmir merkeze gidip anahtarı ona verip döneceğim. Bu arada B. ile telefonda konuşuyorum. Sevgili olmaya dair yaşadığımız (ve ertelediğimiz) sürece mi dönsek artık diye fikir yürütüyoruz. Akşama buluşup yemeğe çıkalım diyorum. Sonra o da "Sekiz yıllık ilişkim yemek yüzünden bitti" diyor (C.'yi kastediyor). Ben de "Yemekleri tüküre tüküre yemiyorsan bir şey olmaz" diyorum. Bu konuşma boyunca bir kaç defa telefon konuşmamız kesiliyor. Hava oldukça kapalı, yağmur yağdı yağacak, hafif fırtına var. Saat 15.00'e geliyor. İzmir'e gitmek için bineceğim otobüsü arıyorum. Cebimdeki anahtarı kontrol ediyorum. Eski tip anahtarlardan, altın yaldızı rengi ve epey ağır. Otobüsümün sırasını bulup kuyruğa geçiyorum. Hemen önümde yaşlı bir amca var, 65 yaş üstü ücretsiz kartı varmış, onu kullanıyor.
Hem D.'yi hem de B.'yi göreceğim için heyecanlıyım. Hatta uyanmaya yakın bunu fark edip, uyanmak istemeyerek rüyayı uzatmaya çalıştım bir süre.
...
İzmir'in dışında kırsalda bir yerde atölye var. Arkadaşlarımın yaptığı bir atölye bu. Ç. ya da Ç. (hangisi bilmiyorum) birlikte kaldığımız salonun bir kenarında bir kadınla sevişiyor. Bu kadını tanımıyorum. Atölye ekibinin tamamı da burada Ç., Ç., B., C...
Daha önceki rüyalarımda da sık sık gördüğüm ilkokul arkadaşım D.'nin bir anahtarı bende kalmış, onunla buluşup İzmir merkeze gidip anahtarı ona verip döneceğim. Bu arada B. ile telefonda konuşuyorum. Sevgili olmaya dair yaşadığımız (ve ertelediğimiz) sürece mi dönsek artık diye fikir yürütüyoruz. Akşama buluşup yemeğe çıkalım diyorum. Sonra o da "Sekiz yıllık ilişkim yemek yüzünden bitti" diyor (C.'yi kastediyor). Ben de "Yemekleri tüküre tüküre yemiyorsan bir şey olmaz" diyorum. Bu konuşma boyunca bir kaç defa telefon konuşmamız kesiliyor. Hava oldukça kapalı, yağmur yağdı yağacak, hafif fırtına var. Saat 15.00'e geliyor. İzmir'e gitmek için bineceğim otobüsü arıyorum. Cebimdeki anahtarı kontrol ediyorum. Eski tip anahtarlardan, altın yaldızı rengi ve epey ağır. Otobüsümün sırasını bulup kuyruğa geçiyorum. Hemen önümde yaşlı bir amca var, 65 yaş üstü ücretsiz kartı varmış, onu kullanıyor.
Hem D.'yi hem de B.'yi göreceğim için heyecanlıyım. Hatta uyanmaya yakın bunu fark edip, uyanmak istemeyerek rüyayı uzatmaya çalıştım bir süre.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder