(Bir kaç parçalı rüya, her biri İzmir'de geçiyor.)
Bir kişiyle Çeşme taraflarından İzmir'e dönüyoruz, kullandığımız araba çalıntı bir araç. Yakalanmadan bir yere ulaşmamız gerekiyor. Fakat yol üzerinde bir noktada polis kontrolü olduğunu biliyoruz. Arabayı şimdi ağabeyim kullanıyor (tanımadığım kişi yok oldu). Polis kontrol noktasında aracı dikkat çekecek şekilde durduruyor ağabeyim, polis de gelip kontrol ediyor bizi. Nasıl oluyorsa bu işten ceza almadan ya da çok hafif bir ceza ile kurtuluyoruz.
...
İkinci rüyada da bir suç unsuru var (ne olduğunu bilmiyorum). Bu sefer Atatürk Mahallesi'ndeki eve geliyorum. Annem ve ağabeyim var, bir de adam var - belki de babam bu. Sessizce eve girip bir şeyler yapıp çıkacağım ama ev ahalisi uyanıyor. Kahvaltıya oturuyoruz. Annem durumun (yani suçla ilgili olan şeyin) farkında. Diğerleri bilmiyor.
...
Üçüncü rüyada İ. ile beraberiz. Meğer İzmir'de bir market işletiyorlarmış. Sanki Güzelyalı taraflarında. Bir kız İ.lerin evine görücüye gelecek. Dükkanlarına komşu olan başka bir dükkanı işleten ailenin kızı bu. Sanırım avukat. Görücüye geleceği için İ.'nin bir sürü akrabası çağrılmış; halalar, amcalar, anneanne... Diyorum ki, "kız bu kadar insan gelince utanır, fazla değil mi?" Kendimce akıl veriyorum. İ. beni dinliyor, hak da veriyor bana. Ama değişen bir şey yok. Başka bir şey anlatıyor bana; "Önceden ben bu kızın farkında değildim, yani gençken. Gözüm 21'imden sonra açıldı." 21 sayısı çok net ve vurgulu. Kız görücüye geliyor, ben dışarıdan izleyebiliyorum olayları. Ev kalabalık ama kız rahat. Kızı beğeniyorum.
Sonra kız bir süreliğine marketin yanında cep telefonu aksesuarları satılan dükkanın kasasına geçiyor ya da onu oraya koyuyorlar, sanki deneme amaçlı gibi. Rüya bitiyor.
*21 sayısının belirli bir önemi var gibi, ama üzerine çok düşünmedim bunun.
*21 sayısının belirli bir önemi var gibi, ama üzerine çok düşünmedim bunun.
(29 Mart 2020 Pazar sabahı - Esk.)
Bölük pörçük rüyalardan parçalar. Bir zamanlar parçası olduğum bir topluluktan birisinin evinde bir kutlama varmış. Yeni yıl sanki. Ben bunu önce bir kayıttan izliyor gibiyim. Birileri video çekip sosyal medyada paylaşmış gibi. Orada C.'yi sevgilisi ile görüyorum. Net değil, kısa bir an. Bir yandan meraklanıp daha fazlasını görmek istiyorum, bir yandan da bundan acı çekeceğimi bildiğim için görmek istemiyorum.
Sanki bilinç dışım yaşadığım ikilemin farkında olarak bana daha fazlasını göstermiyor.
(31 Mart 2020 Salı - Esk.)
Yine İ. var. Bir cafe işletiyor. Ben de ona yardım ediyorum. Burası Monk'tan daha farklı bir yer. Daha küçük ve salaş. Asıl ne iş yapmam gerektiğini bir türlü bulamıyorum. Tüm arayışlarım boşa gitmiş gibi sanki. Sonra da İ.'ye kızıyorum, bana yardım etmedi diye. Cafe'yi bırakıp gitmeye karar veriyorum. Ama parasız ve çaresiz durumdayım.
...
Önceki rüyanın devamı gibi. Kırsalda bir yerde yaşayan anne, babam ve ağabeyimin yanına gelmişim. Burası Tilki Yuvası'nın arazisi değil, başka, bilmediğim bir yer. Önceki rüyadaki arayışım devam ediyor. Bir gün birileri, belki akraba (ama gerçekten tanımıyorum bu kişileri) çiftliğe misafirliğe geliyorlar. Dışarıda fırtına var. Bana S.A. Çiftliğine gidip orada çalışmamı tavsiye ediyorlar. Para da veriyorlarmış. Olabilir diyorum, hatta orada C. ile karşılaşma ihtimalim olduğunu düşünüyorum (hem bu ihtimale seviniyorum hem de kaygılanıyorum). Sonra misafirler gidiyor. Virüs getirmiş olabilirler diye ellerimi yüzümü iyice yıkıyorum. Ayrı havlular kullanmamız gerektiğini söylüyorum anneme. "O zaman herkes kendi havlusunu alsın" diyor, bu konuyla uğraşmak istemiyor. Dışarıda lodos çok kuvvetli, soba bacasına basıyor ve biraz tütüyor soba. "Söndürsek mi?" diye soruyorum, "birazdan geçer" diyorlar. Dışarıyı ve fırtınayı izliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder