"Dünyaya güzellik katmak için uzun çabalara giriştiğimizde, tıpkı yaratıldığımız gibi yaratarak bizi yapanı onurlandırırız. Bize, özlemini çektiğimiz yaşamın yavaş ve özenle bir araya getirilmesine saygılı olmamız öğretildi. İlmek ilmek, zanaatin çıraklığını yaparız. Gizemle ortaklaşa çalışır, ritminin kemiklerimizdeki hafızayı uyandırdığını hissederiz. Eller işlerken, zihin sessizleşir ve tüm dünyanın birlik içinde olduğu derin adanmışlığın ritmine açılınca, daha büyük bir dinleme devreye girer. Eğrelti otları ortaya çıkar, nergisler trompet çalar, gül goncaları semirir ve yaratılışın şarkısı duyulabilir.
El işi aynı zamanda bize yaşamın somutlaşması için gereken sabrı da öğretir. Kestirmeler yoktur ve ucuz bir şekilde ya da toptan yapılamaz. İş küçüktür, iş yavaştır ve tek yapabileceğimiz de bunu akılda tutmaktır. Dr. Clarissa Pinkola Estés’in dediği gibi, “Kolay olan yol, kısayol, daima parçalarına ayrılıp dağılır. Sonra kişi el yapımı (handmade) yaşama geri döner. Kişi bunu acıyla yerden almalı, tüm deseni aklında tutarak parçaları yeniden birleştirmeli, ama sabırla çalışmalı, parça parça.”"
Toko-pa Turner, “Aidiyet” kitabından; belongingbook.com
Orijinal post
Görsel, Matthew Forsythe; http://www.comingupforair.net/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder