9 Şubat 2020 Pazar

Amos'tan Kaunos'a (ya da Bir Aşığın Günlüğünden Sonsuz Tümceler)

Bedenimde kuvvetli bir şekilde hissettiğim bu his ne? Karnımın hemen üzerinde, orada var olan, sürekli rahatsız eden, kendini hatırlatan ve beni ortaya atan o his ne? Ya da kim? 

"Seni dönüştürmek istiyorum."

...

Bugün B.'ye şunları yazdım:

"Dün akşam yine 'keşke burada olsan' anı yaşadım uzunca. Amos'a yürüdük gün batımında. Dolunay'da, Amos'un denize uzanan burnunun en ucunda kayaların üzerine oturduk. Bir yandan vakti zamanında Kaunos'a gidip gelen gemicileri düşündüm. Bir yandan hayatımda gördüğüm en müthiş mehtap vardı, ya da başka türlü söylemem gerekirse, ayın şavkı vuruyordu denize. Bir an, suyla ateşin bir arada olabileceğine dair bir görsele de dönüştü, çünkü denizin üzerindeki ışıklar sonsuz kıvılcımlar gibiydi. Ve çok hakim bir tepedeydik, mehtap çok uzun, geniş, büyüktü. Meditasyon yapamayacağım kadar harika bir manzaraydı. Hafif esintinin üzerimde bıraktığı hissi de anlatamam muhtemelen. Uzun süre oturduk, ayrı kayaların üzerinde. Bir gün beraber buraya gelelim B., yine bir dolunaya denk gelsin."

B. de şöyle cevapladı bunu:

"Amos'tan çıkamamış gibi hissediyorum. Böyle sanki oradaydım ama bu his de sıkıştırıyor, madem oradaydım neden fiziksel bir boyutta değildi bu. Amos'ta buluşmak için sözleşmek iyi geldi ama sanırım. Belki biraz orada yaşayanları düşlemek güzel olur. Onların dolunayda ayın şavkıyla nasıl başa çıktıklarını anlarız belki."

Şimdi aşağıda anlatacaklarımı B.'ye yazamadım, ama onların ayın şavkıyla nasıl başa çıktıklarını anlatabilirim:

Amos'lular ayın şavkıyla başa çıkmıyorlardı. Aşkın akıp gitmesine izin veriyorlardı. Bu, başa çıkılabilecek bir his değil çünkü. 

Uzun uzun B.'ye bakmaktan başka hiç bir şey istemiyorum şu anda. Ne ara bu kadar aşık oldum ben?

Peki özlemi dönüştürmek mümkün mü? Bir şeyler yazmak geçici bir hafifleme sağlıyor belki, ama kalıcı bir şeye dönüştürmek mümkün mü bunu? Bazen merak ediyorum, Taj Mahal gibi yerler de tam olarak böyle bir his uğruna mı yapıldı acaba? Aşklarının kalıcı olmasını mı istemişlerdi?

Fakat kalıcı olan sadece estetik bir taş yığını. Aşkları ve o yoğun hisleri nerede şimdi?

...

Amos'tan Kaunos'a giden bir gemicinin hikâyesini yazabilmek isterdim. Belki geride bıraktığı aşkını, ya da Kaunos'ta varacağı başka bir aşkı anlatmak isterdim. Belki deniz yolculuğunu betimlerdim uzun uzun. Kahraman, denizin köpüklerine bakardı uzun uzun, Amos'u geride bırakırken. Belki de Kaunos'taki büyük gösteriye davetliydi o da, tüm diğer yoldaşları ya da tayfası gibi. Belki de o gösteride içilecek şarapları taşıyorlardı pentekonteraları ile. Gece dolunayda Ege nasıl görünüyordu acaba? Yola çıkmadan Poseidon için adak adamışlar mıydı? Amos'un görkemli surları nasıl görünüyordu uzaktan? Geceleri şehir ne kadar da sessizdi? Kaunos'a vardıklarında ışıl ışıl tunçtan kıyafetleriyle gördüler mi liman muhafızlarını, o yüksek gözetleme kulelerinde? Liman kalabalıktı. Kent bir koşturmaca içinde miydi acaba, civar kentlerden gelen misafirleri ağırlamak için? Hamam çok kalabalıktı muhakkak. Dilenciler de bu fırsatı değerlendirmek için şehir meydanına akın etmişti. Kaunos, Amos'tan çok daha büyük bir polis, yaşıyordu.

Belki de hiç kimsenin okumayacağı şeyler yazmaya başladım. Karşılığını bulamayan ve akamayan aşkım gibi, okuyucusunu bulamayan anlatılar. Okunmayan hikâye sadece bir sözcük dizisi değil mi? Hikâyeler yaşamalı, aşklar yaşanmalı...

Zeus bana güç versin, beklemeye devam edeceğim.

...

Sana söylemek isteyip de söylemediğim onca şeyi ne yapacağım? İçim dolu. Ve taşamıyor.

Seninle biraz sohbet edebilmek için bir mesaj atmak neden bu kadar zor? Bir günaydın demek, yahut bir iyi geceler, neden bu kadar zor?

Bir ergenin günlüklerine benziyor olmalı yazdıklarım, sonuçta dönüp dolaşıp 14 yaşıma döndüm galiba.

Sabah güne yoga yaparak başladım sevgili B.. Sıcak henüz bastırmamıştı, 6:30'da kalktığımda güneş doğalı muhtemelen on beş dakika geçmişti. Geçtiğimiz günlerde senin de oturduğun bu verandada yoga yaptım. Bazen ortalığa boş boş bakıp senin varlığından burada ne kaldığını sezmeye çalışıyorum. Fazla değil, sadece bir kaç gün önce bu verandadaydın. Aldığın ve verdiğin nefesler buradaydı. Gördüklerin ve işittiklerin burada. Düşüncelerin ve duyguların da burada. Ben de onların arasında, buradayım şimdi.

Dün akşam uzunca bir süre S.'yi düşündüm. Aramızda giderek yok olan bağın farkındalığı ile, uzun bir süre göz yaşı döktüm.

Kurduğum her ilişkinin sonu böyle mi olacak?

...


Bir Amos manzarası


(2017 Temmuzu'nda kaleme alınmıştı.
İsimlerin değişip de duyguların pek değişmemiş olmasına şaşıyorum şimdi...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder