Yeni bir yıla girmeye on gün kaldı ve bu gece "en uzun gece" idi. Ben de bugünün geçen yıldan akseden tortularını bir kenara bırakmak üzere -ve adeta bu tarihin kozmik bir önemi varmışçasına- bir mektup yazmağa karar verdim. Elbette mütemadiyen #innerchild çalışması yapmak buna sebep olmuş olabilir (Ayrıca litırili artık iki kişi gibiyim. Fotoğraftaki bu çocuk ve ona ebeveynlik yapan ben).
"Sevgili Doğukancık,
Bu fotoğrafta kaç yaşında olduğunu bilmiyorum. Henüz dünyada dört mevsim geçirmemiş bile olabilirsin. Olsun. Yolun en başında sana uzun uzun yazmak, hayatta seni bekleyen mucizeleri ve zorlukları tek tek anlatmak isterdim. Fakat spoiler vermeyi hiç sevmiyorum, ve şu anda ihtiyacın olan şey bu değil.
Her zamanki gibi meraklı olman yeterli. Gözlerini, kulaklarını dört aç, içinde ve dışında olan şeyleri kaçırma. Çok şey oluyor ve olacak. Sadece durup baktığında görebileceğin şeyler... Evet, bu bir nasihat ve aynı zamanda bir kehanet.
Anımsaman gereken önemli tek bir şey var. Tüm bağları ve anlamı yitirdiğinde, dönüp dolaşıp geleceğin yer -sevgili küçük tilkim- elbette tilkinin gerçek yuvası: En içeride ve en dışarıda, tam da sana ait olan biricik o yer. Hangi yoldan gidersen git, sonunda oraya varıyorsun. Okyanusun en dibinde, uzayın sonsuzluğunda ve tüm yaşam isteğini yitirip umutsuz olduğunda aynı karanlık var. Tıpkı anne rahmi gibi: geldiğin/olduğun/oluştuğun yer bu karanlık. Anımsa.
Ve gerçeği -sadece ve sadece- o karanlığın içinde buluyorsun. En karanlık gün sadece bir doğa olayı değil. Bunun idrakine 30 enuzungün sonra varacaksın. Keşfetmedin henüz, farkındayım. Ama z a m a n ın var. Gülmeyi, sevmeyi, yürümeyi ve konuşmayı öğreneceksin. Sonra, zamanı gelince karanlığı da keşfedeceksin, ve dürüst olacağım, bu pek kolay olmayacak - ah, bunu hemen keşfetmen için dünyaları önüne sererdim şu an.
Sana bahşedilen duyguların tadını çıkar. Kurumsal şirketlerden uzak dur. Sosyal medyada çok vakit geçirme. Bağışla. Gün doğumunu izlemek için erken kalk - ya da hiç uyuma. Daha çok dondurma ye. Ve oyun arkadaşlarını fazla ciddiye alma. Kimse seni anlamasa ve sevmese bile ben seni seviyorum ve ben seni anlıyorum. Önemli olan da bu.
Son olarak sana sunulan her şey için minnet göstermeyi unutma (Unutursan da dert etme, ben geçmiş günler için de minnet ediyorum sık sık).
En uzun gecelerinde sana sarılıyorum.
Doğukan ben."
(22.12.2019 tarihinde sosyal medya hesaplarımda paylaştığım şekliyle...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder