(28 Ocak 2019)
Yurt dışında bir yerdeyim. Bir aile evi gibi. Çocuklu bir yabancı var. O ailenin diğer fertleri de var. Kalabalık bir aile gibi yaşıyoruz burada. Arada bir takım olaylar geçiyor, fakat bunlar bulanık. Sonunda bu çocuklu yabancının gitmesi gerekiyor. Onlarla vedalaşmaya gitmiyorum. Vedalaşmak istemediğim için mi? Bana çok içerleyip kızacaklarını da biliyorum. Şimdi civardaki bir çayın yanındayım. Bir işim var diye mi oradaydım yoksa sadece vedadan kaçmak için mi, bilmiyorum. Belki ikisi de. Bu giden yabancı kadınla aramızda romantik bir şey de yok, ama tuhaf bir çekim ve bağ var. Sonuç olarak gidiyorlar. Sonra onların tarafını da -sanki bir film izler gibi- görebilmeye başlıyorum. Ne kadar kırıldıklarını görüyorum. Onlara bir mektup yazıyorum, ya da onlar bana bir mektup yazıyorlar. Fakat mektupla iletişim kurma fikrini düşünürken fark ediyorum ki, adreslerini bilmiyorum...
(29. Ocak 2019)
Köy gibi bir yerde (ki Dalyan'daki Çandır köyün epey benziyor), bir arkadaşıma ait bir evde kalıyorum. Fakat arkadaşımın evinde kaldığımı biliyor olmama rağmen o kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Köyde yapılacak olan bir etkinliğe gelmişim. Aslında C. de benimle birlikte gelmiş oraya, ama bu kısmı görmedim, sadece hatırlıyorum. Fakat C. bana küsmüş ve konuşmuyor. Bir kaç gündür köyün başka bir yerinde kalıyor. Etkinlik yüzünden de herkes başka yerlere gitmiş. Köydeki insanlar da sanki oruç zamanı gibi, sabahlara kadar oturuyorlar. O akşam C.'yi arıyorum ve artık beraber kalalım mı diye soruyorum. Gönülsüz, soğuk bir sesle "tamam, geliyorum" diyor. Onunla konuşup gönlünü alabileceğimi düşünerek avunuyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder